Ahşap oyma, ahşap yüzeylerin çeşitli işleme kalemleriyle bir anlam ifade edecek şekilde, değişik form ve desenlerde biçimlendirme çalışmalarıdır. Kolay işlenmesi, doğal yapısından kaynaklanan tekstür(doku), renk ve estetik özelliklerinden dolayı ağaç malzeme, oymacılık sanatında geniş bir kullanım alanına sahiptir.[1]

Tarihi Gelişim

Çevrenin insanlara sunduğu en değerli kaynaklardan biri olan ağaç, her dönemde Türk insanının yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre, Orta Asya’da yaşayan Türklerin taşınabilir Eşyalar üzerindeki süsleme sanatının ileri gitmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Ahşap oymacılığının Türk sanatında geliştiği bilinmekte, insanların kullandığı eşyaları süsleme isteği, dolap kapaklarından, sütun başlıklarından, kapı ve pencerelere kadar her yüzeyi oyma ve kakma gibi teknikler kullanarak bezemelerine sahip olmuştur. Ağacın günlük yaşantıda kullanılmaya başlanması başta mimari olmak üzere, süsleme ve eşya yapımında da yer almıştır.

İslam eserlerindeki bezeme kullanılışına baktığımızda, bezemeleri her yana yaymakla birlikte bunların belli bölgelerde toplanmış olduğunu fark ederiz. Bu özellik mimarlıkta veya diğer kullanım eşyalarında da aynıdır. Yaratılan her eser geometrik bir bütün olarak düşünülmüştür. İslam sanatına ait taş veya ahşap eserleri dikkatlice izlediğimizde bunların organik bir bütünlüğe kavuştuğunu ve işlevsel bir nitelik kazandığını görebiliyoruz. Başlangıçtan beri soyuta yönelmiş olan bezeme sanatı organik bir oluşum kazanırken kullanılan hiçbir çizgi veya motif rast gele değildir. Her biri düşünülerek kullanıldığı gibi evrenin düzenini ifade eden birer semboldür. [2]

Anadolu Selçukluda gelişen ve özgün örneklerini veren ahşap işçiliği, beylikler döneminde de eserlerle karşımıza çıkar. Türklerin Anadolu’da mimari eserlerini süslemede kullandıkları teknikler dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Selçuklularda ve beyliklerde genelde ahşap üzerine yapılmış olarak gördüğümüz kompozisyonlar, Osmanlı dönemine gelindiğinde daha çok sıva üzerinde görülmeye başlar. Osmanlılarda sanatının gelişmesi,mimaride sıvalı ve ahşap yüzeylerin geniş yer tutması ile ilgi toplar. [3]

Osmanlıların ilk devirlerinde Selçuklu oyma sanatı aynı şekilde devam etmiş bu dönem süslemelerde; kufi, nesih ve silüs yazıları ile geometrik ve bitkisel motifler önemli bir yer tutmuştur. XV yüzyılın ikinci yarısından itibaren mimari eserlerde sedef ve fildişi kakma işçiliği görülmektedir. [4]

Kaynakça
[1] Asarcıklı, M., (2002). Ahşap Süsleme Teknikleri & Projeler. Ankara: Gazi Kitabevi, Syf. 30
[2] Ersoy, A., (1993). XV.Yüzyıl Osmanlı Ağaç İşçiliği, İstanbul: Marmara Üniv.Yayınları, syf. 1
[3] Karaeski, Z., (2007). Ankara Aslanhane – Ağaç Ayak Camiilerinin Ahşap Süsleme Özellikleri. .G.Ü.Eğitim Bilimleri Enstitüsü.Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı.Mesleki Resim Eğitimi.Ankara
[4] Ersoy, A., (1993). XV.Yüzyıl Osmanlı Ağaç İşçiliği, İstanbul: Marmara Üniv.Yayınları, syf. 509
*Hatice Sancak, Bursa ili İnegöl İlçesi Ahşap Oyma Sanatı,syf. 21-28